2018’ in ve Sonraki Yılların En Önemli Trendi: Yıkıcı Teknolojiler – Turkishtime (Haziran 2018)
Bazı şirketler vardır girdikleri sektörü alt üst ederler. Nerede mağaza açsalar yakın çevrelerinde bir tek rakip mağazanın kalmamasına yol açarlar. Bu tip şirketlere İngilizcede “category killer”adı verilir, yani “kategori katili”… Bir zamanlar Türkiye’ de de faaliyet gösteren oyuncak mağazaları zinciri Toys’ R Us tipik bir “category killer” idi.Hangi semtte yeni bir şube açsalar, yakın çevredeki tüm oyuncakçı dükkanları rekabet edemedikleri için kapanırlardı. Kategori katili olarak anılan şirketler, herhangi üstün bir teknolojiye sahip oldukları için değil,maliyetleri aşağıya çekerek kar marjlarını çok düşürdükleri için sektörlerini alt üst ederler. Fakat kar marjını daha da aşağıya çeken bir şirket gelince onlar da ortadan kaldırılırlar. Tıpkı WalMart’ ın Toys’ R Us şirketini sürklase ettiği gibi…
Günümüzde ise büyük küçük tüm şirketleri tehdit eden yeni bir trend var: Disruptive Technology, yani “Yıkıcı,Bozucu ya da Parçalayıcı Teknolojiler”… Yıkıcı Teknolojiler aslında çok da yeni bir olay değil, ama bu terim yeni yeni kullanılmaya başladı. Örneğin 19.yüzyılın sonlarında otomotiv endüstrisi doğduğunda, o zamanın en gelişmiş taşı taracı sayılan faytonların üreticileri üzerinde yıkıcı bir etkisi olmuştu. Ya da faks teknolojisi geliştirildiğinde posta sektörü üzerinde yıkıcı bir etki yaratmıştı. Ama sonrasında gelen elektronik mesajlaşma teknolojisi de faks endüstrisini ortadan kaldırdı.
Mart ayı İstanbul’ daki taksicilerin, Uber şirketinin taşıt sürücüleri ile yaşadıkları gerilimleri takip ederek geçti. Daha önceki aylarda da otelcilerin air bnb şirketi ile yaşadığı sorunlara şahit olmuştuk. Dijital Teknoloji’ nin global pazarlara nasıl etki ettiğinin en güzel göstergesi olan bu 2 vaka, aslında Paylaşım Ekonomisi (Sharing Economy) denen olgunun bir yansımasıydı. Internet’ in getirdiği iletişim ağı sayesinde günümüzde artık bırakın evdeki odanızı ve arabanızı turistlere kiralamayı, evdeki matkaptan, evinizin önündeki park yerine, artık ihtiyaç duymadığınız hasta yatağından, kullanmadığınız bebek arabasına kadar her şeyi kiralayabiliyorsunuz. Kışın kayaklarınızı, yazın sörf tahtanızı, baharda kros bisikletinizi, hatta alıp da kullanmadığınız pahalı çantanızı ya da artık içine giremediğiniz gala elbisenizi kiralamanız için siteler mevcut ve tabii bunun da bu ürünlerin satışından para kazanan bir çok şirket üzerinde yıkıcı bir etkisi oluyor.
Günümüzde neredeyse bütün yeni teknolojiler sektörler üzerinde yıkıcı hatta yok edici etki yaratabiliyorlar.Şirketlerin gelişen teknolojilere ayak uydurması için “değişim” e hazır olmaları konusu zaten iş dünyasında yıllardır dile getirilen bir konuydu. Ama Yıkıcı Teknolojiler’ in ortaya çıkması ile beraber trendleri takip etme ve gelişmelere uyum sağlama şirketler açısından “hayat memat meselesi” haline geldi. Sadece irili ufaklı şirketler değil, mavi ve beyaz yakalı çalışanlar da Yıkıcı Teknolojiler’ in kurbanı olabiliyor. Forbes Dergisi; Amazon’ un Seattle’da açtığı ve kasada kimsenin durmadığı, müşterilerin alışverişlerini cep telefonları ile ödedikleri tipteki mağazaların sayısı artarsa, sadece ABD’ de perakende sektöründe kasiyer olarak çalışan 2,5 milyona yakın kişinin işlerini kaybedeceklerini tahmin ediyor. Goldman Sachs’ ın raporuna göre de sürücüsüz otomobil teknolojisi kamyonlara uyarlandığında da yine yalnız ABD’ de senede 300.000 kamyon şoförünün işlerini kaybedebileceği belirtiliyor. İnternet Bankacılığı;banka sektöründe istihdam edilen çalışanların sayısını, İnternet’ deki Uçak ve Otel Rezervasyon Siteleri; tur operatörlerinde çalışan turizmcilerin işim kanlarını, elektronik ticaret yöntemi ile kitap satan şirketler; yeni kitapçıların açılma olasılığını azalttı. Kısacası Yıkıcı Teknolojiler bir yandan şirketlere müşteri tatminini arttırmak, hizmetleri hızlandırmak ve maliyetleri düşürmek gibi açılardan fırsatlar yaratırken, diğer taraftan da bazı çalışan ve yöneticilerin işlerini kaybetme tehlikesini ortaya çıkartıyor. Gelin son yıllarda ortaya çıkan en yaygın 10 teknolojiyi ve bunların sektörler üzerindeki yıkıcı, yok edici etkilerini tekrar gözden geçirelim.
- Yapay Zeka: Sorun çözme karar verme ve öğrenme gibi insanı davranışların algoritmalar yardımıyla bilgisayarlar tarafından da yapılabilir hale gelmesine Yapay Zeka adı veriliyor. Bir bilgisayarın tabii ki hiçbir zaman insan zekasının yaratıcılığına ve kapasitesine ulaşması mümkün değil ancak sahip olduğu verinin büyüklüğü ve bu verileri işleme hızı sebebiyle artık bilgisayarlar da belli kararları alıp, sorunları çözme yeteneğine kavuşuyorlar. Tabii bu durumda da daha önceden bu kararları alan kişilere, ya da sorunların çözümüne yardımcı olan şirketlere bir alternatif olarak ortaya çıkıyorlar. Yapay Zeka; bir Yıkıcı Teknoloji örneği olarak pek çok sektörde varlığını hissettiriyor. Örneğin bilgisayarlar, hastalık semptomlarını doktorlardan daha başarılı bir şekilde değerlendirip teşhis koyuyor, mahkeme kararlarını avukatlardan daha detaylı analiz edip, savunma stratejileri geliştirebiliyor.
- Blockchain: Zincirleme bir modelle işleyen, izlenen ama müdahale edilemeyen bir teknoloji olan Blockchain, bir merkeze bağlı olmadan çalışabiliyor. Şu ana kadar en çok Bitcoin gibi sanal para birimlerinin yaratılması ile gündeme gelen Blockchain de tam bir Yıkıcı Teknoloji örneği… Sigortacılıktan, taşımacılığa,bankacılıktan otomobil kiralamaya kadar güven prensibine dayanarak işleyen tüm sektörlerde Blockchain Teknolojisi’ nin radikal değişikliklere yol açması bekleniyor.
- 3D Yazıcılar: Belki de “En Yıkıcı Teknoloji” olması, “En Fazla Sektörü Etkilemesi” ihtimali en yüksek olan teknoloji 3 boyutlu yazıcılar… O kadar etkili ki alışılagelmiş üretim sektörünün tüm yapısını altüst edebilir, bir sektöre odaklanmış, sadece 1 tür ürünün üretimini yapan fabrikaların ortadan kalkmasına sebep olabilir. Çünkü dev 3D yazıcılarla donatılmış bir fabrikada bugün otomobil, yarın tekne, ertesi gün de mobilya üretebilirsiniz. Daha küçük ürünler ise zaten fabrikalarda değil, evlerdeki daha küçük boyutlu 3D yazıcılarda üretileceği için zaten fabrikalara gerek kalmayacak.
- Sesle Komut Verilen Akıllı Asistanlar (Chatbot’lar): Bütün büyük teknoloji şirketleri bu alanda kendi markalarını yarattıklarına göre Chatbot’ lar geleceği en parlak teknoloji alanı olsa gerek. Bu aletler hem Bulut Teknolojisi kullanarak bilgi veriyor, hem elektronik alışveriş imkanı sağlıyor, hem de kişisel asistan hizmeti veriyor. Chatbotlar; insan – bilgisayar iletişiminin klavyeye ve mouse gerek kalmadan sesle kurulmasına yardımcı oluyor. Akıllı evlerin ve ofislerin sesle yönetilmesine imkan sağlıyor. Bu kadar çok fonksiyonu yerine getirdiği için de birçok sektör açısından Yıkıcı Teknoloji olarak algılanıyor. Bu aletler yaygınlaşıp her eve girdikten sonra örneğin klavye ve Mouse üreticilerinin de chatbot üretimine başlaması kaçınılmaz gibi gözüküyor.
- Nesnelerin Interneti ve Büyük Veri: Nesnelerin İnterneti (IoT) kavramı; çevremizdeki elektronik aletlerin de Internet üzerinden data alışverişinde bulunabilmesi için kullanılıyordu. Son zamanlarda bir de Internet of Everything (IoE) yani “Herşeyin İnterneti” kavramı ortaya çıktı ki, bu kavram çerçevesinde, makineler, insanlar ve nesneler her şey birbiri ile iletişim kurabiliyor. Evden otomobile, fabrikalardaki makinelerden, ev aletlerine bu kadar çok şey birbirine bağlanınca da ortaya çıkan veri miktarına Big Data (Büyük Veri) demekten başka bir çare kalmıyor. Diğer teknolojilerin aksine IoT sadece yıkıcı etki yaratmıyor, aynı zamanda bir çok yeni sektörde start-up’ ların kurulmasına ve yeni iş alanlarının aç olmasına da vesile oluyor.
- Sanal ve Arttırılmış Gerçeklik: İngilizce kısaltmaları AR ve VR olan bu teknoloji şuan itibari ile ağırlıklı olarak eğlence amaçlı kullanılıyor. Fakat yakın bir gelecekte, birçok sektör için Yıkıcı Teknoloji etkisi yaratabilir. Örneğin şimdiye kadar büyük ekranlarda izlediğiniz sinema, maç konser gibi etkinlikler çok daha canlı ve 3 boyutlu şekilde AR/VR ekranlarla izlenecek. Seyahat etmekten çekinen bir çok kişi dünyanın dört bir köşesini AR/VR gözlüklerle deneyimleyecek.
- Bulut Bilişim: Kişisel bilgisayarlarda tutulan bilgilerin, herkesin erişimine açık ortak platformlarda tutulması, bir çok yazılımın bireysel olarak satın alınmasının önüne geçecek. Ya da her türlü bilginizi bulutta tuttuğunuz için dış bellek ünitelerine gerek kalmayacak. Bu durumda Bulut Bilişim de Yıkıcı Teknolojiler’ den bir tanesi olacak.
- Drone’lar: Henüz havacılık otoriteleri tarafından hava trafiğine nasıl entegre edileceği tam olarak tespit edilemediği için sadece deneme uçuşlarına izin verilen insansız hava taşıtı drone’ lar; ürün sevkiyatından, insan taşımacılığına kadar bir çok alanda kullanılacağı için etkisi bir çok sektörde hissedilecek. Bu durumda da taksi şoförlerinden, kurye şirketlerine kadar bir çok işletme için de yıkıcı etki yapmış olacak.
- Ses ve Yüz Tanıma Teknolojileri: Ses ve Yüz Tanıma Teknolojisi, öncelikle güvenlik ihtiyacı sebebiyle ortaya çıkmıştı. Ama daha sonraki dönemde bilgisayar insan iletişimi ve pazarlama amaçlı olarak da kullanılmaya başladı. Özellikle yüz tanıma uygulamaları güvenlik görevi üstlenmiş kişi ve kurumların hem büyük bir yardımcısı olacak hem de bazılarının işsiz kalmasına yol açacak gibi gözüküyor.
- Giyilebilir Cihazlar: Nanoteknoloji ile üretilmiş çip ve bilgisayarların kolda veya vücutta taşınması, yada giysilere entegre edilmiş şekilde kullanılması “Wearable Tech” yani “Giyilebilir Teknoloji” olarak isimlendiriliyor. Özellikle sağlık alanında,vücut verilerinin çiplerle ölçülüp eş zamanlı olarak sağlık otoriteleri il epaylaşılması, halihazırda bu ölçümleri yapıp yorumlayan laboratuarlara alternatif yaratacak.
Görüldüğü gibi günümüzün teknolojileri bir yandan hayatımızı kolaylaştırırken diğer taraftan da iş hayatımızı zorlaştırıp, şirket başarımızı engelleyebiliyor. Bu sebeple günümüzün girişimcileri ve yöneticileri bir yandan Yıkıcı İnovasyon Uygulamaları ile çığır açıcı ürünleri geliştirmeye çalışırken, diğer taraftan da başka şirketler tarafından geliştirilen Yıkıcı Teknolojiler ile nasıl rekabet edeceklerini düşünmek zorundalar.